SORBON DEKLARASYONU
Avrupa Yüksek Eğitim Sistemi Mimarının Uyumlu Ortak Deklarasyonu
Paris-Sorbon, 25 Mayıs 1998
Avrupa çok yakın bir süreç içerisinde bazı önemli adımlar atacaktır. Avrupa sadece bankalar, ekonomi ve EURO ile ilgili olmayıp, bilgili bir Avrupa da olmalıdır. Bizler kıtamızın düşünsel, kültürel, sosyal ve teknik boyutlarını da kapsam içerisine alıp desteklemeliyiz. Bu boyutları desteklemekte asıl rol oynayan üniversiteleri büyük çapta biçimlendirmeliyiz.
Üniversiteler milenyum yılından önce varoldu. Dört şehrimizde kurulmuş olan Paris üniversitesi olarak bilinen en eski birkaç üniversitemiz önemli bir yıl dönümü kutlaması yapmaktadır. Bu esnada öğrenciler ve akademisyenler kıtada özgürce dolaşarak süratle bilgi yayımını sağlarlar. Bugünlerde öğrencilerimizin bir çoğu milli sınırlarımızın dışında periyodik olarak yararlı çalışmalar yaptılar.
Bizler yaşamımızdaki tüm yükümlülükleri profesyonel kariyerli çeşitli kurslarda eğitim ve öğretim alarak çalışma şartlarında ve eğitimde büyük bir değişiklik periyodunu hedeflemekteyiz. Öğrencilerimize ve toplumumuza karşı sorumlu olduğumuzdan, onların yaşamları içerisinde seçkinliği kazanabilmelerini ve araştırma yapabilmelerine fırsat verebilecek yüksek öğretim sistemi sunmalıyız.
Açık Avrupa bölgesinde daha yüksek bir öğrenimi sağlamak için çeşitli saygın ve sağlıklı pozitif görüşleri yaşamalıyız. Fakat eğitim ve öğretimde daha yakın bir ilişki kurmak ve alışkanlığı artırmak için bir iş çerçevesi geliştirip engelleri ortadan kaldırmaya çaba sarf etmeyi talep etmeliyiz.
Bizim sistemin, uluslar arası kabulü ve cazip potansiyeli, içte ve dışta hazır olması ile ilişkilidir.
Uluslar arası ilişki ve denkliği tanınan üniversite öğrencisi ve yüksek lisans öğrencilerinden oluşan 2 ana program içerisinde bir sistem oluşmalıdır.
Bu sistemin orjinalliği ve esnekliği kredi ve sömestrlerin kullanılması ile sağlanacaktır. Bu kredilerin alınması Avrupa'daki çeşitli üniversitelerde lisans ve yüksek lisans programlarına girmesini sağlayacaktır. Ayrıca değişik etkinliklerden öğrencilerin girme olanağı sağlanmalıdır.
Üniversite öğrencilerinin çok çeşitli programlar alması temin edilmelidir.
Yüksek lisans programı içerisinde master ve doktora için okullar arası transferler olmalıdır.
Lisans ve yüksek lisans seviyelerinde öğrencilerin değişim öğrencileri olarak en az bir sömestri yurt dışında geçirmeleri teşvik edilmelidir. Aynı zamanda daha çok öğretim ve araştırma personeli, kendi ülkelerinde çalışıyor olmalılar.
Öğrenci ve öğretmen değişimi için Avrupa Birliği'nin hızla büyüyen desteği tam olarak uygulanmalıdır.
Sadece Avrupa Ülkeleri değil çoğu ülke böyle evrimin teşvik edilmesi ihtiyacının tam olarak bilincindedir. Ayrı ayrı ülkelerimizde , Avrupa Rektörler Konferansı, Üniversite Başkanları, uzman ve akademisyen grupları yaygın bir şekilde bu çizgide düşünmeye yönlendiler.
Yüksek öğretim niteliklerinin Avrupa Ülkeleri arasında akademik alanda tanınması, geçen yıl Lizbon da yapılan bir toplantıda kabul edildi. Anlaşmayla bir dizi temel koşullar oluşturuldu ve ayrı ayrı ülkelerin çok daha yapısal bir şemaya bağlanması kabul edildi. Bu sonuçlara dayanarak ülkelerden bir yapı kurabilir ve bunu ilerletebilir. Avrupa Birliği'nin ayrı ayrı yönergeleri yoluyla mesleki amaçlar ve yüksek öğretim derecelerinin karşılıklı olarak tanınması için halen çok genel bir zemin vardır.
Hükümetimiz yinede elde edilen bilgilerin tasdik edilebilmesini ve ayrı ayrı derecelerin daha iyi tanınabilmesini cesaretlendirerek bu sonuçlar üzerinde önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Biz bunun üniversitelerarası anlaşmaları daha çok kolaylaştıracağını umuyoruz. Derecelerimizin ve dönemlerimizin tam çerçevesinin gelişen uyumu,diplomaların tanınması, pilot girişimler, bütün ilgili şeylerle diyalogun ve halen varolan deneyimin güçlendirilmesiyle başarılabilir.
Biz bu belgeyle öğrenci dolaşımını olduğu kadar işe yerleştirmeyi kolaylaştırmayı ve dış tanımayı(external recognition) geliştirmeyi amaç edilen başvurunun genel bir çerçevesini teşvik etmeyi çok kesin olarak söylüyoruz. Bu gün burada Sorbon'da Paris Üniversitesi'nin yıldönümü bize, Avrupa'nın, onun öğrencilerinin ve daha da genel olarak vatandaşlarının yararı için, ulusal kimlikler ve ortak ilgilerin birbirine etkili olabildiği ve güçlendirilebildiği, yüksek öğretim Avrupa alanı yaratma çabalarında, muhteşem bir şans sunuyor. Biz Birliğin diğer üye ülkelerini ve diğer Avrupa ülkelerini bu amaçta bizimle birleşmeye ve bütün Avrupa üniversitelerini vatandaşları için güncelleştirilmiş ve sürekli gelişen eğitim yoluyla, Avrupa'nın dünyadaki şöhretini takviye etmeye çağırıyoruz.
Claude Allegre
Milli Eğitim, Araştırma ve Teknoloji Bakanı(Fransa)
Luigi Berlinguer
Halk Eğitimi, Üniversiteler ve Araştırma Bakanı (İtalya)
Tessa Blackstone
Yüksek Öğretim Bakanı (İngiltere)
Jürgen Ruettgers
Eğitim,Bilim,Araştırma ve Teknoloji Bakanı (Almanya)
Bolonya Deklarasyonu
AVRUPA YÜKSEK ÖĞRETİM ALANI
19 Haziran 1999'da Bolonya'da toplanan Avrupa Eğitim Bakanları ortak deklarasyonu
Son birkaç yılın olağanüstü başarılarına teşekkürler. Avrupa süreci; Birlik ve onun vatandaşları için artan somut ve ilgili bir realite oldu. Diğer Avrupa ülkeleriyle ilişkileri derinleştirmeyle birlikte genişletme umudu bu realiteye daha geniş bir boyut sağlar. Bu arada biz halkın görüşünde daha bütün ve uzağa ulaşabilen özellikle entelektüel,kültürel,sosyal ve bilimsel ve teknolojik boyutlarda Avrupa kurma ve güçlendirme ihtiyacına ve politik ve akademik dünyanın büyük bir bölümünün artan bilincine şahitlik ediyoruz.
Avrupa birliği şimdi yaygın bir şekilde sosyal ve insan gelişimi için yeri doldurulamaz bir faktör olarak ve ortak bir sosyal ve kültürel alana dahil olma ve paylaşılan değerlerin bilinciyle birlikte vatandaşlarına yeni milenyum mücadelesini karşılayacak gerekli yeterliliği verme kapasitesiyle, Avrupa vatandaşlığını pekiştirme ve zenginleştirmenin vazgeçilmez bir parçası olarak kabul ediliyor.
Eğitimin önemi ve istikrarlı, barışsever ve demokratik toplumların gelişmesi ve güçlendirilmesinde eğitimde işbirliği evrensel olarak üstün kabul edilir.
Gelişen Avrupa kültür boyutunda bu konular dikkate alındığında 25 Mayıs 1998 tarihli Sorbon Deklarasyonu Üniversitelerin merkezi rolünü desteklemiştir. Yüksek öğretimin Avrupa alanının yaratılmasında; vatandaşların dolaşımının istihdamının kolaylaştırılması ve bütün Kıtanın gelişiminde anahtar bir rol olarak vurgulanmıştır.
Bir çok Avrupa Ülkesi deklarasyondaki amaçlara ulaşma davetini imzalayarak veya prensipte hemfikir olduklarını belirterek kabul ettiler .Avrupa'da gerçekleştirilen bir çok yüksek öğretim reformu Hükümetlerin harekete katılımını ispat etmiştir.
Avrupa yüksek öğretim kurumları, yüksek öğretim Avrupa alanının oluşturulmasında temel rol almayı ve aynı zamanda 1988 Bolonga Magna Charta Üniveritatum'daki temel prensiplerin uyandırılmasını kabul etmişlerdir. Üniversitelerin bağımsızlığı ve özerkliğinin sağlanması yüksek öğretim ve araştırma sistemleri değişen ihtiyaçları, toplumun isteklerini ve bilimsel ilerlemeleri sürekli adapte edilebilmesi en önemli husustur.
Kurs doğru yönde ve anlamlı amaçla düzenlenmiştir. Yüksek öğretim sistemlerinin daha fazla karşılaştırılabilirliği ve uygunluğunun başarılması sürekli bir çalışma gerektirir. Somut ileri adımlara ulaşmak için yapıcı önlemler alarak bunu desteklemeliyiz. 18 Haziran toplantısına bütün ülkelerden yetkili uzmanlar ve bilim adamları katılmışlardır. Ve bize alınması gereken çok yararlı başlangıç önerileri sağlamıştır.
Özellikle yüksek öğretimin Avrupa Sistemini uluslararası rekabeti artırmaya dikkat etmeliyiz. Bir medeniyetin önemi ve etkililiği kültürünün diğer ülkeler üzerindeki etkisi ile ölçülebilir.
Avrupa'nın yüksek öğretim sisteminin olağanüstü kültürel ve bilimsel geleneklerimize uygun olarak dünya çapında bir etkinlik seviyesine ulaşmasını sağlamalıyız.
Sorbon deklarasyonunda belirtilen genel prensiplere desteğimizi ifade ederken, politikamız kısa vadede ulaşmak için koordine edilmesinde aşağıdaki amaçlar ki biz bunların yüksek öğreniminin Avrupa alanını oluşturmak için birincil ilişkisi olduğunu düşünüyoruz.
Kolay okunabilir ve mukayese edilebilir derecelerinin bir sisteme uyarlanması, aynı zamanda Diploma ekinin kurulması kanalı ile Avrupa yüksek öğrenim siteminin uluslar arası rekabeti ve Avrupalı vatandaşların istihdamıdır.
Esas olarak ön lisans ve lisans şeklindeki iki temel çevrimde kurulu bir sistemin uyarlanması en az 3 yıl süren birinci çevrimdeki çalışmaların başarı ile sonuçlanması ikinci çevirimin başlangıcıdır. Kalifikasyonun uygun bir seviyesi olarak birinci dönem sonunda kazanılan ödül Avrupa işçi pazarına da ilişkin olacaktır. Pek çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi ikinci dönem master ve/veya doktora derecesine önderlik etmelidir.
En yaygın öğrenci mobilitesini ECTS sisteminde olduğu gibi özel bir ilerleme yöntemi olarak kredi sisteminin kurulması. Kredi, yaşam boyu öğrenim gibi yüksek öğrenim dışında da elde edilebilir, ilgili üniversitelerden alınarak tanıtılabilir.
· Özgür tavrın etkili uygulanması için engellerin üstesinden gelerek alışkanlığın promosyonuna ilgi için;
· Öğrencilerin çalışma ve eğitim fırsatlarının temini,
· Öğretmenler, eğitim üyeleri ve bilim adamlarının statü hakları yargılanmaksızın Avrupa araştırma eğitim ve öğretim için geçen sürenin tanımlanması ve değerlendirilmesi,
· Gelişen ve karşılaştırılabilen kriterler ve metotlara göz atılarak kalite kontrol temini içerisinde Avrupa işbirliğinin promosyonu
· Yüksek öğretimde gerekli Avrupa normlarının promosyonuna dikkat edilmelidir.
Bundan dolayı biz Avrupa'daki yüksek öğrenimi muhafaza etmek için şu amaçları hedeflemeliyiz; farklı kültürlere, dillere ve rasyonel eğitim sistemlerine saygı duyulmasıdır.
Sonuç olarak yüksek öğrenim için ülkelerarası işbirliğinin ve özel Avrupa organizasyonlarının rekabetleri takip edilmelidir.
Çabalarımızın başarıya ulaşabilmesi için üniversitelerin çabalarımıza kısa zamanda ve olumlu bir şekilde yaklaşım göstermesini ümit ediyoruz.
Avrupa'daki yüksek öğrenimin var olabilmesi için devamlı desteğe, süper vizyona ve süregelen isteklere karşı uyumlu olması gerekir.
Avrupa Birliğine Üye Ülkeler İle Phare Ülkeleri Eğitim Bakanları Konferansı
24-26 HAZÄ°RAN 1999 MACARÄ°STAN-BUDAPEÅžTE
AVRUPA EĞİTİM EVİ
EĞİTİM VE EKONOMİ-YENİ BİR ORTAKLIK
KONFERANSIN ÖZETİ
Avrupa Eğitim Bakanları Konferansı 24-26 Haziran 1999 tarihinde Budapeşte'de yapıldı. Konferans; Macaristan Eğitim Bakanlığı, Avrupa Birliği Konseyinin Alman Başkanlığı ve Avrupa Komisyonu tarafından ortak düzenlendi. Yapısal diyalogun ve daha önce Varşova ve Prag'da düzenlenen konferansların devamı olan bu konferansa, Avrupa Birliği ile Phare Ülkelerinin Eğitim Bakanları, gözlemci olarak Bağlantılı Ülkelerden Kıbrıs, Türkiye ve Malta Bakanları, Hırvatistan Eğitim Bakanı ile Avrupa Konseyinin temsilcileri katıldı.
Konferans, "Avrupa Eğitim Evi: Eğitim ve Ekonomi-Yeni bir ortaklık" sloganı altında düzenlendi. Konferansın tartışma bildirisinde eğitim ile iş dünyası sektörü arasındaki temel sorunlar ve yeni bir ilişki için eğilimler tanımlandı ve okuldan iş dünyasına geçişi kolaylaştırmada ortak görevlerden, dezavantajlı kişilerin entegrasyonu için eğitim ile iş dünyası sektörünün sorumluluklarına kadar değişik hususlarda önemli konular tartışıldı. Torino'daki Avrupa Eğitim Vakfı ile Bochum'daki Mukayeseli Eğitim Araştırma Merkezi Orta ve Doğu Avrupa devletlerinde eğitim ile iş dünyası sektörü arasındaki işbirliğinin genel görünümünü anlatan bir inceleme sundular. Bu bildiriler; konferansın temasına uygun olan ve "Kalite Göstergeler" konusunda çalışan komisyonun ilk bulgularının sunulduğu, TEMPUS, LEONARDO DA VINCI ve SOCRATES adlı Avrupa eğitim programları için sonuçları ve gelecekteki olanakları belirten Avrupa Komisyonunun üç bildirisiyle desteklendi.
Eğitim Bakanları, bundan başka, Kosova ihtilâfının eğitim alanındaki etkilerinin üstesinden gelinmesi ve Avrupa çerçevesinde eğitim alanındaki işbirliğinin güçlendirilmesi için gerekli olan adımların atılması sorunlarıyla karşılaştılar. Bu konuda, bu bildirinin bir parçası olan bir deklarasyonu kabul ettiler.
Eğitim ile iş dünyası sektörü arasındaki yeni ortaklık konusundaki tartışma ortamı; Alman ve Macar görüşlerini yansıtan eski bakan Dr Klaus von Dohnanyi ve Macaristan Bilimler Akademisi Genel Sekreteri Profesör Norbert Kroo'nun konuşmalarıyla sahneye çıkartılmış oldu. Eski Bakan Dr Klaus von Dohnanyi, bilgiye dayalı toplum ve bilgi toplumuna doğru olan gelişmelerden dolayı ortaya çıkan yeni eğitsel gereksinimleri analiz etti ve yaşam süresince sürekli öğrenmenin ve karakter ile kişilik sorumluluğunun önemini altını çizerek belirtti
Macaristan Bilimler Akademisi Genel Sekreteri Profesör Norbert Kroo; üniversiteler, araştırma enstitüleri ve endüstri arasındaki verimli işbirliğinin gereğini vurguladı ve en yüksek nitelik düzeyinde oryantasyonun gereğini ifade etti.
Bu görüşleri, bakanların tartışması izledi. İş dünyasının temsilcileri de tartışmaya katıldılar.
ULAŞILAN SONUÇLAR
Bakanların görüşmeleri sonunda aşağıda belirtilen ortak sonuçlara ulaşıldı:
1. Sürekli olarak bilgi, enformasyon ve hizmetlere dayalı olan toplumdaki gelişmede, eğitim, tüm Avrupa ülkelerinde, eğitimin amaç ve içeriklerini revizyona tabi tutma ve yeni bir öğrenme kültürü sorunuyla karşı karşıyadır. Küresel rekabetin karşısında güçlü olabilmek için Avrupa'da eğitim ile ekonomi arasında yeni bir ortaklığın geliştirilmesi konusundaki kanaati Bakanlar paylaşmışlardır. Bu bağlamda Bakanlar, eğitimin asıl misyonunun, karakter geliştirme, kültürel ve sosyal yeterlikler de dahil olmak üzere, bir bütün olarak kişiliğin geliştirilmesine devam etmek olduğunu teyit etmişlerdir. Bununla birlikte, çalışma dünyasıyla bağ kurma ve istihdamın geliştirilmesi; öğrenme süreci içerisine, geçmişe oranla daha artan bir şekilde katılmalıdır. İş hayatı sektörünün eğitimin gelişmesine katkı sorumluluğu artmaktadır. Bu nedenle Bakanlar, eğitim ile iş hayatı sektörü arasındaki yeni bir ortaklık için hem ulusal hem de Avrupa düzeyindeki girişimler destekleyecektir. Mevcut enstrümanların etkili olarak kullanılması ve farklı eğitim düzeylerinde yeni işbirliği şekillerinin deneme de bu desteğe dahildir.
2. Hükümet, iş hayatı sektörü, sosyal ortaklar ve birey olarak vatandaşlar, başlangıç ve sürekli eğitime daha çok yatırım yapmalıdırlar. Bu konuda ayrıca, kurum ve firmaların uygulamalı başlangıç ve sürekli eğitime katılmaları için hükümetin daha çok teşvikler sağlamasına ihtiyaç vardır. Okullar ile firmaların ortaklıkları, yerel ve bölgesel düzeyde geliştirilmelidir
3. Genç insanların istihdamını sağlamak üzere onlara iyi bir temel eğitim vermek son derece önemlidir. Bununla temel enformasyon teknolojileri ve medya bilgisi ile yabancı diller; kişisel sorumluluğu, yaratıcılığı, ekip çalışmasını ve bağımsız öğrenme gibi yaşam becerileri dahil eski ve yeni temel beceriler kastedilmektedir.
4. Okuldan iş hayatına ve yetişkinlik hayatına başarılı bir geçiş için, tüm gençlere 16 yaştan 18 veya 19 yaşına kadar ileri eğitim ve öğretim olanağı vermek gerekli görülmektedir. Onların farklı eğilimleri, yetenekleri ve gereksinimleri için çeşitli tercihler sunulmalıdır. Öğrenme ve öğretmenin bireyselleştirilmesi, eğitsel başarıyı sağlamada kritik bir husustur.
5. Yaşam boyu öğrenme süreci yaklaşımını uygulamak, bir işte çalışma ve öğrenme arasında yakın bir ilişkiyi, bu da eğitim ile iş hayatı arasında daha yakın bir ilişkiyi gerektirir. Buna, okulların özerkliğini artırma yoluyla ulusal çerçeve kapsamındaki mevcut eğitsel yapıların yeniden incelenmesi dahildir. Bu nedenle, sürekli eğitime, başlangıç eğitimi ve öğretimiyle ilgili olarak daha fazla ağırlık verilmelidir. Eğitim kurumları ve firmalar, ortaklığa dayalı işbirliği içinde öğrenme örgütleri olmalıdır.
6. İs piyasasının gereksinimlerine daha anlamlı cevap vermede genel eğitime, mesleki ve akademik eğitime yardımcı olmak üzere iş hayatı sektörünün eğitime katılması artırılmalıdır. Bu, örneğin, okul sisteminin öğrenme hedeflerinde iş hayatı sektörüyle diyalog kurma ve sosyal ortakların eğitim gereksinimlerini analiz etme, standartların tanımı ve mesleki kalifikasyonların sertifikalandırılması gibi konular için de gereklidir. Üniversiteler, araştırma kurumları ve iş hayatı sektörü arasında etkili bir işbirliği ve iyileştirilen ortaklıklar, küresel rekabetin başarılı olması için giderek temel bir unsur olmaktadır.
7. İş yerleri ile eğitim kurumları; öğrenmenin çeşitli yerlerde sınıfta öğrenme ve uygulama yaparak öğrenmeyi bağlantıyı kılmak üzere, birbirinden daha açık olmalıdır. Bu husus, firmalarda mesleki ve iş başında eğitimi sağlama ikili çalışmayı geliştirme ve iş tecrübesi de dahil olmak üzere öğrenme süreçlerini ortak olarak şekillendirmeyle ilgilidir. Bireysel firmalar ile eğitim kurumları arasındaki ortaklıklar, uzun dönemli işbirliğini sağlar ve bölgesel eğitim profillerini geliştirir.
8. Buna ek olarak eğitim politikası ve eğitim uygulaması, iş hayatı sektörünün metotlarını ve tecrübesini öğrenebilir. Eğitim kurumlarının daha esnek olması;rekabet unsurlarının sunulması; Avrupa ve uluslararası eğitim pazarlarındaki, özellikle sürekli eğitimde, yeni tekliflerin geliştirilmesi, bir çok ülkede denenmektedir. Böylesi unsurlar, katılığı ortadan kaldırır, kaliteyi sağlar ve eğitsel sunumları öğrenmenin ihtiyaçlarına daha yoğun olarak sunar. İş hayatı sektörü, eğitsel alanda böylesi metotların geliştirilmesine ve uygulanmasına aktif olarak katılmalıdır.
9. Gelecekteki eğitim potansiyelinden yararlanmak için, genç insanları bilimsel ve teknik mesleklerde olduğu kadar hizmete yönelik yeni mesleklerde de istihdam olanaklarına hazırlamak vazgeçilmez bir husustur. Bu durum, özellikle kızların ve kadınların, müstakbel iş piyasasındaki şanslarını artıracaktır.
10. Genç insanların kendi kendilerini istihdam edecek girişimciler olmasını desteklemek, mesleki ve akademik eğitimde giderek büyüyen bir sorundur. Bu husus tüm Avrupa ülkelerinde, özellikle Orta ve Doğu Avrupa ülkelerindeki yeni ekonomik dinamizmi daha ileri götürmek için önemlidir. Bu konuda, hayali firmalar kurarak simülasyon eksersizleri veya benzeri örnekler üzerinde çalışmak ileri düzeyde geliştirilmelidir.
11. Genel ve mesleki eğitim ve öğretim imkanlarını özürlü genç insanlara sunmak için; eğitim ve iş hayatı sektörü, yakın bir birliktelikle çalışmalıdır. Eğitim politikası ile istihdam politikası, bu alanda, iş piyasasına uygun eğitimim tasarlamada; okullar, istihdam büroları, sosyal ortaklar ve firmalar tarafından alınacak tedbirleri bir araya getirme ve koordine etmede; firmalarda pratik tecrübeler kazandıracak eğitim olanaklarını sunmada; iş hayatı sektörünün katkılarına özellikle bağımlıdır. Özel teklifler; mesleki tecrübeyi birleştirmeyi, öğrenme güçlüklerini ortadan kaldırmayı, genç insanların kendilerine olan güvenini güçlendirmeyi ve eğer mümkünse onları asıl eğitim mecrasına kanalize etmeyi hedeflemelidir.
12. Öğretmen ve eğiticilerin yeni enformasyon teknolojilerini kullanma ve iş piyasası ile ilgili olarak öğrenmeyi şekillendirme yetenekleri güçlendirilmelidir. Öğretmenlerin hizmet öncesi ve sürekli eğitimleri, iş dünyasının eğitim ihtiyaçlarını daha iyi anlamaları için, iş tecrübesini firmalarda edinerek kazanabilirler.
13. Öğretmenlerin yeterlik ve taahhütleri, gençlerin okuldan başarıyla mezun olmaları için kritik ön koşullardır. Okulların ve öğretmenlerin daha çok boş zamana ve özerkliğe ihtiyaçları vardır. Avrupa ve uluslar arası boyutuyla beceriler, eğitimin hedefi olup, Avrupa iş piyasasında giderek önemi artmakta ve küresel Pazar haline gelmektedir. Bu, yabancı dil öğretimi çabalarını artırmaya, yurtdışında eğitim için geçen sürenin birleştirilmesine ve eğitim kurumları ile firmalar arasında uluslar arası işbirliğinin yerleştirmeye neden olacaktır.
14. Avrupa Birliği çerçevesi içinde gelişen entegrasyon, Avrupa Birliğinin genişlemesi ve diğer devletlerle işbirliğinin yoğunlaşması; hareketliliği ve karşılıklı alışverişi giderek kolaylaştırmaktadır. Eğitim kalifikasyonunu şeffaflaştırma ve Avrupa'da eğitim yapılarının uyumluluğunu iyileştirme çabaları, bu sürece önemli bir katkı sağlamaktadır. Bu husus daha yoğun bir biçimde izlenmelidir. Bu, başlangıç ve sürekli eğitimde, ayrıca Bologna'da kararlaştırıldığı gibi yüksek öğretime de uygulanır. İş hayatı sektörünün buna uygun araçları geliştirmeye katkıda bulunma isteği, bu konuda kesin olarak önemlidir.
15. Konferansa katılanlar, Avrupa'da mevcut olan eğitim programlarının firmalar için daha çekici olması ve eğitim ile iş hayatı sektörü arasındaki ortaklıkların etkin olarak geliştirilmesi gerektiği hususlarında aynı görüştedirler. Bakanlar, bununla ilişkili olarak, eğitimle iş hayatı sektörü arasındaki bağı güçlendirmek için "ortak eylem" tipi tedbirlerin, SOCRATES, LEONARDO DA VINCI ve "Gençlik" eğitim programlarının yeni jenerasyonlarıyla birleştirilmesini önermişlerdir. Buna ek olarak, TEMPUS ve PHARE programlarının ve Avrupa Eğitim Vakfı çalışmalarının, böylesi bir çalışmaya katkıda bulunması ve bilgi alışverişinde bulunulmasında, Avrupa devletlerinin daha da geniş bir çevresi için olanaklarını sunacaklardır. Buna bağlı olarak özel görevler (special tasks); EURYDICE Avrupa Eğitim Enformasyon Ağı'na, CEDEFOP Mesleki Eğitimi Geliştirme Avrupa Merkezine ve Avrupa Eğitim Vakfına devredilebilir. Bu konuyla ilgili olarak özel bir Web sitesi tasarlanıp tasarlanmayacağı sorusu incelenmelidir.
16. Bu konferansta başlatılan tartışmaya Avrupa kurumları tarafından devam edilecektir. Dolayısıyla, Avrupa Komisyonu, eğitim ile iş hayatı sektörü arasında ortaklığa ilişkin en iyi uygulamalar hakkında tecrübeleri kapsayan bir raporun uzmanlar yardımıyla hazırlanmasını ve Avrupa Eğitim Bakanlarının bundan sonraki konferansına sunulmasını rica etmiştir.
Sanal Konferans
1998 yılında Prag'da Avrupa Bakanları Konferansının, Bakanların birlikte çalışmasında daha gayri resmi yöntemler geliştirme ihtiyacını belirten bildirisi gereğince, 16 Avrupa ülkesi elektronik konferans projesine katılmışlardır. Bu proje, birlikte çalışmanın yeni modellerine iyi bir örnek olup Avrupa Komisyonunun desteğiyle daha da geliştirilmelidir.
Avrupa Birliği Konseyinin Portekiz Başkanlığı, 2000 yılının ilk yarısında başlayacaktır. Romanya Haziran 2000'de Bükreş'te düzenlenecek olan Avrupa Eğitim Bakanlarının bundan sonraki toplantısına ev sahipliği yapacaktır.
Kosova İhtilâfının Eğitim Sektöründeki Sonuçlarının
Ãœstesinden Gelme Konusunda
Avrupa Komisyonunun ve Budapeşte'deki Konferansa Katılan
Eğitim Bakanlarının Deklarasyonu
1. Güneydoğu Avrupa'da istikrar sürecini güçlendirmede eğitimin kullanılması
Avrupa Komisyonu ve Budapeşte'deki konferansa katılan 32 Avrupa Devletinin Eğitim Bakanları, Kosova ihtilâfının eğitim alanındaki sonuçlarına büyük ilgi göstermişlerdir. Komisyon ve Eğitim Bakanları, yalnızca sığınmacılar (refugees) için hazırlanan acil yardım programlarında değil, gelecekteki yeniden inşa (rebuilding) programlarında ve Güneydoğu Avrupa'nın ıstıraplı (afflicted) bölgelerindeki istikrarı yeniden yerleştirme sürecinde de, ilk önceliğin eğitime verilmesini sağlamaya yardımcı olmayı istemektedirler.
Okul, mesleki ve akademik eğitim; gençlerin kişisel ve profesyonel gelişimi için yalnızca önemli bir temel olmakla kalmaz; ayrıca diğer bireyleri, halkları, ülkeleri nasıl gördüklerini ve ihtilafları barışçıl bir şekilde çözme yeteneklerini geliştirmeyi etkiler. Bundan başka eğitim sektöründeki işbirliği ve mübadeleler (exchanges), istikrar sürecine böylece barışın devamına önemli bir katkıda bulunabilir.
Eğitim alanındaki işbirliği, ıstıraplı bölge içinde uzmanlaşmanın sağlanmasına gerekli olan katkıyı yapar ve Avrupa içindeki ortaklığa gerçek bir şans verir.
2. Yeniden inşa için eğitim programlarının sağlanması
Budapeşte Konferansında Avrupa Birliği Alman Başkanlığının önerisiyle yapılan tartışma göstermiştir ki yüksek nitelikli eğitim; olumlu ekonomik kalkınma, sosyal birlik, sürdürülebilir çevresel kalkınma ve uluslar arası işbirliği ile rekabet için çok önemlidir. Yeterli boyutlara sahip eğitim ve öğretimin, hızlı bir biçimde yerleştirilmesi ve yeniden sağlanması; ihtilafın bir sonucu olarak Balkanlardaki tahribatın ve yer değiştirmeni ciddi olarak etkilediği bölgenin olumlu ekonomik ve politik gelişmesi için bir önkoşuldur.
Eğitim Bakanları, Köln Avrupa Konseyinin sonuçlarına uygun olarak, insanlara uygun eğitim ve öğretim olanakları sağlamak üzere ilgilerini bu konuya odaklamaları için, ıstıraplı bölgeye acil yardım sağlama ve barışın devamında görev alan ve görev alacak olan uluslar arası örgütlere, hükümetlere bağlı olan örgütler ile sivil toplum örgütlerine başvurmaktadır.
Bakanlar ayrıca Kosova'dan çıkartılan insanları kabul eden tüm devletlere teşekkür etmekte; bu insanlara ülkelerine dönünceye kadar kendilerine ev sahipliği yapan ilgili ülkelerin ulusal yasalarına ve yönetmeliklerine uygun olan eğitim programlarının mümkün olabildiğince sağlanması için başvurmaktadır.
3. Kısa ve uzun vadeli tedbirlerin gecikmesiz alınması
Yurtlarından ayrılmış mümkün olduğunca çok sayıdaki çocukları ve gençleri, normal eğitim programlarına yeniden girmeye hazırlamak üzere, önümüzdeki aylar içinde gerekli çaba gösterilmelidir. Yurtlarından ayrılmış olan öğretmen ve eğiticiler, kendilerine ev sahipliği yapan ülkelerin eğitim kurumlarıyla birlikte çalışıp işbirliği yapabilir ve sığınmacılar için eğitim faaliyetlerinin organize edilmesinde büyük yardımda bulunabilirler. Bu, bölge devletlerindeki eğitim kurumları için yalnızca materyal yardımını değil, ayrıca bu kişilere ev sahipliği yapan Avrupa'daki tüm ülkelerdeki okulların, mesleki eğitim kurumları ile yüksek eğitim kurumlarının, bu geçici dönemde tedbir almaları için, olabildiğince hazır hale getirilmesine ihtiyaç gösterir.
Etkili eğitim sistemlerinin orta ve uzun dönemde inşası veya yeniden inşası; ıstıraplı bölgenin kendi kendine yardım potansiyelini seferber etme amacında öncelik taşımalıdır. Bölgedeki ülkelerin ve insanların etkin katılımı, olumlu sonuçlara ulaşmada önemli bir faktör olacaktır. Kriz süresince, komşu ülkelerdeki ve bölgelerdeki konukseverlik bir örnek olarak alınabilir. Okulların, üniversitelerin ve diğer eğitim kurumlarının yeniden tesis edilmesine özel bir dikkat gösterilmelidir. Vatandaşlığın teşviki, demokrasi ve hoşgörü vurgulanmalıdır.
Eğitimde sınır ötesi bölgesel ve uluslar arası işbirliğindeki mevcut girişimler, Güneydoğu Avrupa'daki Royaumont girişimi ve "Graz Süreci" önemli temeller olup gelecekte güçlendirilmelidir.
4. Eylem için uygun çerçevenin kullanılması
Avrupa Birliğinin, ikili ve çok taraflı işbirliğinin mevcut araçları (instruments) tam olarak kullanılmalı, uygun olduğunca birbirlerini tamamlayıcı olarak uyarlanmalıdır.
· Kosova ihtilâfının sonuçlarından doğrudan etkilenen ülkelerde, TEMPUS programı, bölgedeki yükseköğretim kurumları ile yükseköğretim sistemlerinin özellikle yararlı olabilmesi için Avrupa Birliği ile işbirliği olanakları sunacaktır.
· Mesleki eğitim ve öğretimde, Avrupa Eğitim Vakfı'nın etkinlikleri çerçevesinde tam bir işbirliği kurulmalıdır.
· Eğitim sektöründeki spesifik işbirliği ve yardım tedbirleri için PHARE programı yoluyla katkıda bulunulabilir.
· Köln Avrupa Konseyi tarafından sağlanan imar yardımı (reconstruction assistance) kapsamında eğitim sektörünün geliştirilmesi için daha ileri düzeyde tedbirler düşünülmelidir.
· Mevcut ikili ve çok taraflı faaliyetlere devam edilmelidir. İlave aksiyon olasılığı, uzman yetkililer tarafından incelenmelidir.
Avrupa Komisyonu ve Bakanlar, 10 Haziranda Köln'de mutabık kalınan Güneydoğu Avrupa Kararlılık Paktı'nın (the Stability Pact for South-Eastern Europe) sevindirici bulmakta ve desteklemektedirler. Avrupa Komisyonu ve Bakanlar; Paktın yapısını, özellikle demokratikleşme ve insan hakları, ekonomide yeniden yapılanma, kalkınma ve işbirliği konularında öğretim dünyasında işbirliğinin ve özellikle de Köln'deki Avrupa Konseyi tarafından istenildiği üzere, gelecekte kurumlaşacak olan Avrupa İmar Kurumu (European Agency for Reconstruction) çerçevesinde eğitim ve öğretim dünyasında işbirliği ve spesifik aksiyonları keşfetmede umutlu olduklarını belirtmişlerdir.
Avrupa Komisyonu ve Bakanlar, bu süreç içinde işbirliği isteklerini ifade etmekte ve tüm Avrupa'daki eğitim kurumları ile işletmelerin de aktif olarak katılımlarını beklemektedirler.
Avrupa Birliği Konseyi'nin Portekiz Dönemi Başkanlığı Leonardo Da Vinci II, Socrates II ve Gençlikle İlgili Topluluk Programlarının Başlatılması ve Tüm Yaşam Boyu Öğretim Konferansı
17-18 Mart 2000 PORTEKİZ-LİZBON SONUÇ BİLDİRGESİ
Sürekli yenilik ve bilginin gelişimi içerisinde olan bir toplum ve ekonomide Avrupa'da aktif vatandaşlığın, sosyal uyumun ve rekabet ortamının geliştirilmesi; eğitim, öğretim ve gençlik politikalarının belirleyici rolü ortaya koymaktadır. Bu durum, eğitim toplumunun geliştirilmesini gerekli kılmaktadır. Zira yaşam boyu öğretim daha iyi ve yeni gelişme, daha iyi iş istihdamları ve vatandaşlığın etkin bir şekilde kullanımı için önemli bir rol oynamaktadır.
Leonardo da Vinci II, Socrates II ve Gençlikle ilgili topluluk programlarının başlatılması konferansında bir araya gelen eğitim, öğretim ve gençlikten sorumlu Bakanlar "Yaşam Boyu Öğretim" konusu üzerine eğildiler. Bakanların tartışması, 4 çalışma gurubunda aşağıdaki konularda yoğunlaşmıştır.
· Hayat boyu öğretim için Avrupa stratejisi
· Eğitim, öğretim ve gençlik için faaliyetlerin organizasyonunda yenilik ve etkinlik
· Sosyal uyum ve vatandaşlığın etkin olarak kullanılması
· Hareketlilik, uyum sağlama ve iş istihdamı
Konferansa katılan sosyal partonörler eğitim, öğretim ve gençlikle ilgili programlarda bulunması gerekli yeni boyutları ele almışlardır.
Bilgi ve enformasyon toplumunun ortaya çıkardığı sorunları ortadan kaldırmak için konferansa katılanlar hayat boyu öğretimin ve bilgi toplumunun geliştirilmesinin önemini vurguladılar.
Hayat boyu eğitimi geliştirmek için öğretim konusunda olduğu kadar vatandaşların ve işverenlerin katılımı konusunda da, partonörlerin motivasyonu stratejilerin tarifini yapmak gerekir. Sorumluluğu herkese ait olan bir süreçtir. İşte bu nedenle sadece eğitim veya öğretim sistemi içerisinde olan kişiler için değil, herkes için imkanlar olduğunu düşünmek suretiyle, devlet, fertler ve kuruluşlar arasında etkili işbirliğinin geliştirilmesi için ilişki kurmak gerekir.
Hayat boyu öğretime yönelik stratejiler, örgün ve yaygın öğretimin rolünü dikkate alması ve kamuoyunu memnun etmek ve farklı öğretim ihtiyaçlarını sağlamak ve özellikle gençlerde kendi kendine öğretim sorununa cevap vermek amacıyla en uygun teşkilat şekillerini geliştirmesi gerekmektedir. Bu stratejiler, yerel, bölgesel, ulusal ve Avrupa sayesinde çabayı gerekli kılmaktadır. Bunlar, geliştirilen iyi uygulamaların açıklanması ve somutlaştırılması için teşvik edici unsurlardır.
İstihdam politikasında eğitimin rolü belirtilmelidir. Bu, Lüksemburg sürecinde, Birlik ve Eğitim Bakanları çerçevesinde eğitime katılım ihtiyacını göstermektedir.
Öğretimin organizasyonu, okulları, öğretim merkezlerini içine almalıdır. Aynı şekilde yerel toplulukları, işverenleri ve sosyal partonerlerle işbirliğini dikkate almalıdır. Öğretim merkezlerinin kurulmasını teşvik etmek gerekir. İletişim ve bilgi teknolojilerinin kullanımı, öğretmen ve formatörlerin, onların kullanımına hazırlanması, hayat boyu öğretimin geliştirilmesi stratejisine daha uygun ve daha esnek bir teklif için ana faktörlerdir.
Bilginin tanınması ve geçerli hale getirilmesi, elde edilen becerilerin değerlendirilmesi, örgün sistemde olduğu kadar yaygın sistemde ve çalışma durumunda da öğretim alanlarının yönetiminde ve icra edilmesinde temel rol oynamaktadır
Sosyal uyum ve vatandaşlığın etkili bir şekilde kullanılması toplumlarımızın ulaşması gerektiği hedeflerdir. Vatandaşlığın kullanılması ve işe giriş için temel becerileri tüm vatandaşlara vermek amacıyla gerekli çabaları harcamak gerekmektedir. Bilgiye dayalı ekonomi ve enformasyon toplumunun geliştirilmesi sosyal dışlanma risklerini artırmaktadır. Bu nedenle sosyal dışlanma tehdidi altında kalan gruplarla ilgili politikaları geliştirmek ve gençlikten itibaren, vatandaşlarda etkin davranışları doğurmak gerektiği ortaya çıkmaktadır.
Eğitim, öğretim ve gençlik politikaları hareketlilik, uyum sağlama kapasitesi ve vatandaşların istihdamı için anahtar bir öğeyi oluşturmaktadır. Leonardo da Vinci II, Socrates II ve Gençlikle ilgili topluluk programları ve hatta diğer Topluluk araçları hayat boyu eğitimi geliştirmek için temel bir katkıyı göstermektedir. Programların önceki uygulama deneyimi, programların yeniden uygulanmasının Avrupa kimliğinin geliştirilmesine ve etkinliklere sağlayacağı katkı bakımından iyimser olma imkanı vermektedir. Ve mevcut engelleri ortadan kaldırmak yönünde gayret çabaları geliştirmeye devam etmek gerekir.
Avrupa Eğitim Bakanları 4. Konferansı
18-20 Haziran 2000 Bükreş-Romanya
Ortak Avrupa Eğitim Evinin Güçlendirilmesi Sosyal Uyum ve Kalite-Eğitim için bir mücadele
SONUÇ BİLDİRGESİ
Eğitim Bakanları Bükreş Konferansı, Romanya Milli Eğitim Bakanlığı, Avrupa Birliği Portekiz Başkanlığı (Eğitim Bakanlığı) ve Avrupa Komisyonu tarafından ortaklaşa düzenlenmiştir.
Ortak Avrupa Eğitim Evinin güçlendirilmesi için belirtilen strateji ve daha önce toplanan Budapeşte, Prag ve Varşova konferanslarında yapılan müzakereler ve tanımlamalara ulaşmak üzere Bükreş Konferansı, Sosyal Uyum ve Kalite çalışmaları üzerine odaklanmıştır.
Toplantının iki açılış konuşmacısı Portekiz Eski Eğitim Bakanı Prof. Marçal Grilo ve Romanyalı uzman Mihai Korka "Sosyal Uyum ve Kalite" konusu üzerine kendi bakış açılarını da belirterek atölye çalışması ve genel kurul oturumunda Bakanların tartışacakları konuların çerçevesini belirlemişlerdir.
Bilgi ve yenilik tabanlı bir toplumda aktif vatandaşlar geliştirme konusunda eğitimin önemi, sosyal uyum çalışmaları ve eğitimin kalitesi konularına daha çok odaklanmayı gerektirmektedir. Toplumlarımızın ve ekonomilerimizin karşısına çıkan en önemli problemler, iyi bir başlangıç eğitimi almış ve bu eğitimi sürekli güncelleştiren bir nüfus ile çözülebilir.
İki gün süren görüşmeler sonunda, Avrupa Eğitim Bakanları Konferansı, toplumlarımızı iyi bir performansa ulaştıracak bazı can alıcı konuların altını çizmiştir.
Eğitimin toplumsal ve ekonomik gelişmedeki rolü, onun ekonomik anlamda bir yatırım olarak algılanmasını gerektirir. Bu açılardan eğitim, tüm sektörlerde personel geliştirme ve kendi kültürel boyutunu tamamlamada etkili olmaktadır.
Bilgi tabanlı, doğal olarak da öğrenen bir toplumda vatandaşları yaşama ve işe hazırlama gereksinimi, toplumun farklı kesimlerine öğrenme olanakları sunan bir yaşam boyu öğrenme stratejisi gerektirmektedir. Bu strateji, eğitim sistemlerinin ve okulların, toplumun farklı kesimlerine (her yaşa, eğitime ve öğretimin her düzeyine) hizmet verecek şekilde hazırlanması zorunluluğu ve diğer kurumlardan (eğitim merkezleri, özel girişimciler, yerel yönetimler, dernekler vb.) destek alması gerekliliğini belirtmektedir.
Eğitim sistemleri ve okullar, ilköğretim süresince bireysel gelişim ve kültürel değerlerin korunması doğrultusunda yerine getirdikleri çok önemli bir rolü içeren geleneksel fonksiyonun yanı sıra yaşam boyu öğrenme için temel becerilerin herkese kazandırılması rolünü de üstlenmelidir. Öğrenme güçlüğü olan bu nedenle özel pedagojik stratejilere ve özel tesislere gereksinim duyan gençler, üzerinde durulması gereken bir başka konudur. Okullar, aile ve yerel toplumların işbirliğini gerektiren sosyal katılım sürecinde de önemli rol oynayacaktır. Ayrıca sosyal uyum için bir araç olarak ilköğretimin önemi vurgulanmaktadır.
Farklı sosyal çevreler okullardan, mücadelelere, ortak hedefler (temel beceriler) ve olası farklı yaklaşımlar doğrultusunda cevap verme yeterliliğini beklemektedirler.
Bütün bu görevlerin ve mücadelelerin üstesinden gelmesi için değerlendirme ve sorumluluk süreçlerinin yanı sıra ulusal, bölgesel ve yerel yönetimlerle özel işbirliği bağlarının geliştirilmesi konularında, okulun özerklik ve sorumluluğu desteklenmelidir. Bununla birlikte okulların başarısı nitelikli ve kalıcı bir öğretim kadrosu, liderlik ve bir gelişim planı gerektirmektedir. Öğretmen, öğrenci ve velinin aktif katılımı çok önemlidir.
Sadece okulların donanımı değil aynı zamanda yeni pedagojik stratejileri ve öğretmen eğitimini gerektiren bilgi ve iletişim teknolojileri de okulun gelişimi için çok önemli etkenlerdir.
Bütün bu amaçlar, geleceği hazırlayacak yaşamsal bir öğe olarak eğitime öncelik (finansal anlamlarda da) verilmesi gereğini vurgulamaktadır. Eğitim yetkililerinin sorumluluğunda, ulusal deneyimler ve sistemler de göz önünde bulundurularak, kamu/özel ortaklığı potansiyeline özel önem verilmelidir.
Bu temel hedeflerin birçoğu, Avrupa Komisyonu e-Öğrenme girişiminde öngörülmektedir. Bu girişim, e-Avrupa eylemleri, Lüksemburg süreci istihdam tüzükleri ve diğer topluluk eylemlerindeki farklı eğitim unsurlarını bir araya getirmektedir. E-Öğrenme 23 ve 24 Mart 2000 tarihinde düzenlenen Lizbon Avrupa Konseyi tarafından ortaya konan genel bakışın çok önemli bir ögesi olacaktır.
Gerek yeni gerekse geleneksel rollerini yerine getirmesi için eğitimin geliştirilmesi, sosyal uyumun garantisi olarak eğitimde kalitenin korunması, dahası güçlendirilmesi ve bu nedenle demokratikleştirme sürecine olumlu cevap verilmesi gereğini gizlememelidir.
Eğitim Bakanları sosyal, ekonomik ve kültürel hedeflere ulaşmada eğitim sisteminin kapasitesini ölçmek ve izlemek için nitel bilgi tabanlarını güçlendirmenin önemini vurgulamışlardır. Bu açıdan, bir grup ortak yeterliliğin tanımlanması-ulusal sistem özelliklerine tümüyle saygılı olmak üzere-özellikle kalitenin artırılması ve geçerli göstergelerin yaratılması için karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesinde önemli bir destek olabilecektir.
Bu konuda 1998 Prag Konferansında Komisyona verilen talimatın sonucu olan " Okul Eğitiminde Kalite Avrupa Raporu" Eğitim Bakanları tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Bu rapor, Ortak Avrupa Eğitim Evinin güçlendirmesini destekleyen kalite göstergelerini belirleyen Avrupa düzeyindeki ilk adımı oluşturmaktadır. Bu nedenle Bakanlar, Komisyonu kendileri tarafından görevlendirilmiş ulusal uzmanlarla birlikte, bu kalite göstergelerinin tam kullanımını sağlayacak özel Avrupa metodolojilerini geliştirmek üzere, çalışmalarını sürdürmeye davet etmiştir. Bu metodolojilerde değerlendirmeler, durağan bir yaklaşımın ötesinde, dinamik yapılarını göz önüne alarak eğitim sistemlerinin durumuna dinamik bir bakış olarak tasarlanmalıdır. Bu metodolojiler ayrıca yumuşak nitelikleri hedefleyen metotları göz önünde bulundurmalıdır. Lizbon Zirvesinden çıkan kararları uygulamak için, yaşam boyu öğrenme göstergelerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Amaç, bir derecelendirme yapmaktan çok, kendini değerlendirmek ve Avrupa Ülkeleri işbirliği aracılığıyla en iyi deneyimlerin belirlenmesini sağlamaktır. Göstergeler, Lizbon Avrupa Konseyinin devamı olarak açık işbirliği yöntemi ve bu konferansa katılan ülkelerde eğitimin kalitesi ile ilgili gelişmeler üzerinde politik tartışma sağlaması açısından önemlidir. Bu nedenle Komisyon, kalite göstergeleri alanında çalışmalarını sürdürmeye ve gelecekteki potansiyel girişimler üzerine Bakanlara daha ayrıntılı teklifler sunmaya davet edilmiştir.
Haziran 2001'de İsveç'in başkanlık dönemi sırasında, düzenlenecek bir sonraki konferans için Letonya temsilcileri Riga'da ev sahipliği yapma isteklerini duyurmuşladır. İsveç ve Avrupa Komisyonu bu teklifi memnuniyetle karşılamışlar ve gelecek etkinliğin düzenlenmesinde Letonya yetkilileri ile işbirliğini kabul ettiklerini belirtmişlerdir.
Bakanlar Eğitim Reformu konusunda Genişletilmiş Graz Sürecindeki gelişmeleri memnuniyetle karşılamışlar ve 1999 Budapeşte konferansından bu yana Güney Doğu Avrupa'da işbirliğinin bölgesel boyutunu vurgulamışlardır.
Bu bağlamda tüm taraflar sosyal ve ekonomik reform sürecini desteklemeye, ikili ve çok taraflı düzeyde eğitimde işbirliğini güçlendirmeye katkıda bulunmalıdırlar.
Bütün Bakanlar, aday ülkelerin Topluluk programlarını(Socrates, Leonardo da Vinci ve Youth) tümüne artan katılımının önemini özellikle vurgulayarak, Avrupa Eğitim Bakanları yıllık Konferanslarının özel öneminin altını çizmişlerdir. Bakanlar, bu konferanslar arasındaki dönemlerde işbirliği etkinliklerinin, esas olarak uzmanlar düzeyinde, aday ülkelerin uzmanları da dahil edilmek üzere, genişletilmesini teklif etmişlerdir.
Avrupa 6. Eğitim Bakanları Konferansı
Yeni Milenyumda EÄŸitim
Bratislava, Slovak Cumhuriyeti 16-18 Haziran 2002
Sonuç Bildirgesi
1. Avrupa Eğitim Bakanları Bratislava Konferansı, İspanya'nın Avrupa Birliği dönem Başkanlığı yönetimi altında İspanya Eğitim, Kültür ve Spor Bakanlığı, Avrupa Komisyonu ve Slovak Cumhuriyeti Eğitim Bakanlığı tarafından ortaklaşa düzenlendi.
2. Bu Konferans, Varşova, Prag, Budapeşte, Bükreş ve Riga'da düzenlenen ve katılım öncesi stratejiler konusunda müştereken uzlaşma sağlanan toplantıların bir parçası olup EFTA/EEA ülkeleri, Güney Doğu Avrupa ülkelerinin yanı sıra aday ülkeler ve Avrupa Birliği'ne üye ülke Bakanları arasındaki gayri resmi siyasi diyalogu güçlendirmeyi amaçlamıştır. Toplantıya ayrıca Avrupa Parlamentosu Temsilcileri, Avrupa Birliği Konseyi, Avrupa Komisyonu, OECD ve UNESCO temsilcileri de katılmıştır.
3. Konferansta "Yeni Milenyumda Eğitim" başlığı altında Avrupa'nın eğitim sistemi ve eğitimin gelecekteki hedeflerine ilişkin Avrupa'daki siyasi işbirliği tartışıldı.
4. İspanya Eğitim Bakanı Bayan del Castilloile eğitim ve öğretimden sorumlu Bayan Reding, Avrupa Konseyi tarafından 2000 ilkbaharında başlatılan Lizbon süreciyle, Avrupa Birliğinin önümüzdeki 10 yıl içerisinde yeni stratejik hedefler belirlediğini, yani; ekonomisinin büyük ölçüde bilgiye dayalı"Daha iyi ve daha fazla iş olanakları olan, sosyal uyum içinde sürdürülebilir bir ekonomik büyüme gösterebilen dünyanın en büyük rekabetçi, dinamik ve bilgi esaslı ekonomiye" dönüşeceğini hatırlattı. Bu amaçları gerçekleştirmek için Lizbon ve Stockholm Konseyi emirleri doğrultusunda eğitim ve öğretim sistemlerine dair geniş kapsamlı bir stratejinin uygulamaya konulması hususunda anlaşma sağlandı.
5. 2001 yılı ilkbaharında kabul edilen eğitim ve öğretim sistemlerinin geleceği konusunu ele alan somut raporda, uygulamada izlenecek metot, zaman çizelgesi ve hedefler ortaya konmuştur. Avrupa Konseyi 14.Şubat.2002 tarihinde 2010 yılbaşına kadar olan öğretim sistemleri ve eğitim hedeflerinin izlenmesini öngören ayrıntılı programı kabul etti. Söz konusu program Mart 2002 tarihindeki Barselona Avrupa Konseyi tarafından onaylandı.
Konsey ve Komisyon, bilgi toplumunun oluşması, küreselleşmenin sağlanması ve Avrupa Birliği'nin genişlemesi sürecinde ortaya çıkabilecek engellere yanıt vermedeki kararlığının altını çizdi.
6. Avrupa Konseyinin talep etmesi üzerine, aday ülkelerin sürece etkin katılımları için eğitim öğretim sistemlerinin gelecekteki hedefleri konusunda yapılan gerekli düzenlemeler, Komisyon ve Konsey tarafından kabul edildi. Bratislava Konferansı bu katılımı geliştirmeyi amaçlamıştır.
7. Eğitim öğretim sistemlerinin üç stratejik hedefi olan (artan kalite, evrensel girişlerin kolaylaştırılması ve sistemlerin dünyaya daha fazla açılması) konularına kesinlik kazandırılmış olup, bu da temel beceriler, yabancı diller, eğitimde bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı, hareketlilik, öğretmen eğitimi, öğrenmenin çekici hale getirilmesi, aktif vatandaşlık gibi önemli konuları kapsayan 13 yardımcı hedefi kapsıyor.
8. Bratislava Konferansı çerçevesinde düzenlenen iki grup çalışması (workshop) başlığı aşağıdaki gibidir:
Eğitimde kalitenin desteklenmesi: Bakanlar, kalite ölçümünün çıktı seviyesiyle ve yaşam boyu öğrenme perspektifinde herkesin eğitim ve öğretim etkinliklerinin tüm aşamalarına etkin bir şekilde katılması ile mümkün olduğu konusunda anlaştılar. Eğitim sistemleri, tüm bireylerin güçlerini, istihdam edilebilirlik için becerilerini, kişisel becerilerini ve sosyal değerlerini geliştirmesine olanak verecek kadar esnek olmalıdır. Bu durum ancak, daha iyi meslek planlaması, öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin yanı sıra okul düzeyinde daha fazla sorumluluk almalarıyla sağlanabilir. Başarılı uygulamaları kıyaslayabilmek ve Avrupa düzeyinde karşılıklı anlayışı sağlamak için yerel ve ulusal konulara duyarlı olan kalite temin sistemleri geliştirilmelidir.
Öğrenmenin çekiciliği ve erişebilirliği: Yaşam boyu öğrenme, sosyal taraflar, aileler, sivil toplum ve bireyler gibi pek çok öğeyi içeren ve devletin büyük sorumluluğu bulunan geniş bir eğitim fırsatı yelpazesine seslenir. Bu amaçla, ulusal düzeyde kalite standartları oluşturulmalı, başarılı uygulamalar ve deneyim paylaşımı Avrupa düzeyine yayılmalıdır. Yaşam boyu öğrenmeyi tüm vatandaşlar için çekici hale getirmek için iş yerlerinde kazanılan bilgi ve beceriler (eğer uygunsa) resmi, gayri resmi ve gayri resmi öğrenme arasında bir köprü oluşturmak için ilgili paydaşlar arasında ortaklıkların ve anlaşmaların yapılması zorunludur.
9. Konferansa katılan tüm ülke ulusal uzmanlarının yakın işbirliği ile hazırlanan "Yaşam boyu öğrenme göstergeler konusunda Avrupa Raporu" Bakanlar Avrupa Raporunun Avrupa'daki yaşam boyu öğrenme kalitesinin artırılmasına yaptığı önemli katkıyı belirterek raporu memnuniyetle karşıladılar. Bu rapor, eğitim-öğretim sistem hedeflerini gösteren ayrıntılı çalışma programları kapsamında takip edilecektir.
10. Bakanlar, tüm insanların kaliteli ve iyi bir eğitimden geçmesinin önemine ve Dakar'da düzenlenen uluslar arası konferansı tüm katılımcılarla birlikte Avrupa Birliğinin, aday ülkelerin, EFTA/EEA ve Güney Doğu Avrupa ülkelerinin ortak sorumluluklarının bulunduğuna dikkat çekerek, herkes için eğitim konulu Dakar hedeflerinin gerçekleştirilmesi amacıyla eğitimin her sürecinin desteklenmesinin gereğine dikkat çektiler.
Bakanlar ayrıca 2002 Eylül ayında sürdürülebilir gelişme konusunda Johannesburg'da düzenlenecek olan zirvede altı çizilmek üzere sürdürülebilir gelişmede eğitimin önemini vurguladılar.
11. Avrupa Birliği ülkeleri ile katılım, denge ve üye sürecindeki ülkeler arasındaki orta ve uzun vadedeki işbirliği perspektifine daha yapısal bir süreç kazandırması bakımından eğitim ve öğretim hedeflerinin uygulanmasına katkıda bulunan Güneydoğu Avrupa Gençlik ve İstikrar Paktı Stratejileri ve gelecekteki faaliyetleri ile Graz süreci/görev gücünün eğitim çalışmaları Bakanlar tarafından memnuniyetle karşılandı. Bu gelişme bakanlar tarafından Güneydoğu Avrupa ülkelerinin Avrupa eğitim alanına entegrasyonuna doğru atılan ileri bir adım olarak değerlendirildi.
12. Bakanlar, Avrupa düzeyindeki geliştirilmiş işbirliği düşüncesini kuvvetle destekleyip, politika oluşturma aşamasında ve deneyim değişimi için Avrupa Konferanslarının önemini yeniden teyid ettiler. Yunan ve Kıbrıs Eğitim Bakanları 2003 yılının 1. Döneminde Avrupa Birliği Başkanlığını Yunanistan'ın devralacağını ve önümüzdeki Avrupa Konferansının Kıbrıs'ta düzenlenmesinden duyacakları memnuniyeti dile getirdiler.
Kopenhag Deklarasyonu
Mesleki Eğitim ve Öğretimde Geliştirilmiş İşbirliği Konusunda 29-30 Kasım 2002 Tarihlerinde Kopenhag'ta Toplanan Avrupa Mesleki Eğitim ve Öğretim Bakanları ve Avrupa Komisyonu Deklarasyonu
Avrupa düzeyinde eğitim ve öğretimde yıllardır süren işbirliği geleceğin Avrupa toplumunu yaratmada etkin bir rol oynayacak duruma gelmiştir.
Avrupa'da son on yıldaki ekonomik ve sosyal gelişmeler, artan bir şekilde eğitim ve öğretimde Avrupa boyutuna duyulan gereksinimi vurgulamıştır. Ayrıca, daha çok ve daha iyi iş imkanları ve daha geniş sosyal kaynaşma ile sürdürülebilir ekonomik gelişmeye uygun bilgiye dayalı ekonomiye geçiş, insan kaynaklarını geliştirilmesinde aşılması gereken yeni zorluklar getirmektedir.
Avrupa Birliği'nin genişlemesi; eğitim ve öğretim alanındaki çalışmalara yeni boyutlar ekleyerek, bir çok zorluk, olanak ve ihtiyaçları da beraberinde getirmektedir. Aday ülkelerin, baştan beri Avrupa düzeyinde eğitim ve öğretimde öncelikler üzerinde gelecekte yapılacak işbirliğinin ortakları olarak bir araya gelebilmeleri özellikle önem taşımaktadır.
Avrupa eğitim ve öğretim programlarının süregelen gelişimi Avrupa düzeyinde işbirliğini geliştirmede önemli bir etken olmaktadır.
Haziran 1999'da benimsenen yükseköğretim konusundaki Bologna Deklarasyonu, bu alanda geliştirilmiş yeni bir Avrupa işbirliğini ortaya çıkarmıştır.
Mart 2000'de Lizbon Avrupa Konseyi sosyal ve ekonomik politikaların bütünleyici bir parçası olan eğitimin; toplumlarımızın uyumu ve vatandaşlarının tam olarak gelişimini sağlamada bir garanti ve Avrupa'nın dünya çapında rekabetçi gücünü artırmak için bir araç olarak önemli rolünü vurgulamıştır. Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği'nin dünyanın bilgiye dayalı en dinamik ekonomisi haline getirilmesini stratejik bir hedef olarak belirlemiştir. Yüksek kalitede mesleki eğitim ve öğretimin geliştirilmesi; sosyal uyum, hareketlilik, istihdam edilebilirlik ve rekabetçiliğin artırılması açısından bu stratejinin çok önemli ve bütünleyici bir parçasıdır.
Mart 2001'de Stockholm Avrupa Konseyi tarafından onaylanan "Eğitim ve Öğretim Sistemlerinde Gelecekte Somut Amaçlar" hakkındaki raporda, Lizbon Avrupa Konseyi'nde belirlenen hedeflere ulaşmak için Avrupa düzeyinde ortak etkinlikler için yeni alanlar belirlendi. Bu alanlar, raporun üç stratejik amacına dayalıdır. Bu amaçlar şunlardır: Avrupa Birliği'nde eğitim ve öğretim sistemlerinin etkinliğinin ve kalitesinin artırılması; eğitim ve öğretim sistemlerinden herkesin yararlanmasının kolaylaştırılması; eğitim ve öğretim sistemlerinin daha geniş bir dünyaya açılması.
Barselona'da Mart 2002'de Avrupa Konseyi, 2010 yılına kadar Avrupa'daki eğitim ve öğretimin dünya çapında kalitenin referansı haline getirilmesine yönelik "Amaçlar Raporu"nun takibi için hazırlanan Çalışma Programı'nı onaylamıştır. Ayrıca, diploma ve niteliklerin şeffaflığını sağlamak amacıyla mesleki eğitim ve öğretim alanına uyarlanmış Bologna sürecine benzer bir eylem geliştirilmesini de içeren yeni araçların ortaya konması için bir eylem çağrısında bulunmuştur.
Barselona kararına karşılık olarak, Avrupa Birliği Konseyi (Eğitim, Gençlik ve Kültür) 12 Kasım 2002'de mesleki eğitim ve öğretimde işbirliğini geliştirmeye dair bir karar almıştır. Bu karar, Komisyon ve üye ülkelerden sorumlulukları çerçevesinde, aday ülkeleri, Avrupa Serbest Ticaret Alanı (EFTA)-Avrupa Ekonomik Alanı (EEA) ülkelerini ve sosyal tarafları mesleki eğitim ve öğretimde işbirliğini artırma konusundaki çalışmalara dahil etmeleri istenmiştir.
Yaşam boyu öğrenme ve hareketlilikle ilgili stratejiler; istihdam, aktif vatandaşlık, sosyal katılım ve kişisel gelişimin artırılması için önem taşımaktadır (Avrupa Birliği Komisyonu'nun (eğitim ve Gençlik) 27 Haziran 2002 tarihinde Yaşamboyu Öğrenme Konusunda benimsediği kararda belirtilen öncelikler.)
Bilgiye dayalı bir Avrupa'nın oluşturulması ve Avrupa iş piyasasının herkese açık hale getirilmesi; Avrupa mesleki eğitim ve öğretim sistemleri ve ilgili tüm taraflar için aşılması gereken bir zorluk yaratmaktadır. Bu durum, sistemlerin sürekli olarak yeni gelişmelere ve toplumun değişen taleplerine uyarlanması ihtiyacı için de geçerlidir. Mesleki eğitim ve öğretimde geliştirilmiş işbirliği; Avrupa Birliği'nin başarılı bir şekilde genişlemesi sürecine ve Avrupa Konseyi'nin Lizbon'da belirlediği hedeflerin yerine getirilmesine önemli bir katkı sağlayacaktır. CEDEFOP ve Avrupa Eğitim Vakfı bu işbirliğine destek veren önemli organlardır.
Sosyo-ekonomik gelişmede sosyal tarafların önemli rolü; Mart 2002'de kabul gören Avrupa Sosyal Diyaloğu ile yeterlilik ve niteliklerin yaşam boyu geliştirilmesi konusundaki Avrupa Sosyal Taraflar Eylem Çerçevesi kapsamında yansıtılmıştır. Sosyal tarafların her seviyedeki mesleki yeterlilik ve niteliklerin geliştirilmesi, tanınması ve geçerli kılınmasında vazgeçilmez bir rol oynamasının yanında bu alandaki geliştirilmiş işbirliğinin yayılmasına da taraf rolleri bulunmaktadır.
Mesleki eğitim ve öğretimde geliştirilmiş işbirliği yoluyla aşağıdaki ana öncelikler takip edilecektir . Avrupa Birliği Komisyonu'nun (Eğitim, Gençlik ve Kültür) 12 Kasım 2002 tarihinde mesleki eğitim ve öğretimde geliştirilmiş Avrupa işbirliğinin artırılması Konusunda benimsediği kararda belirtilen öncelikler. EFTA [(Avrupa Serbest Ticaret Alanı) (İzlanda, Liechtenstein ,Norveç, İsviçre) EEA (Avrupa Ekonomik Alanı) (Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Portekiz, İspanya, İsveç, İngiltere, İzlanda, Liechtenstein, Norveç) CEDEFOP (Avrupa Mesleki Eğitimi Geliştirme Merkezi )]
Bu öncelikler temelinde karşılıklı güvenin artırılması, şeffaflık, yeterlik ve niteliklerin tanınması ve böylelikle hareketliliğin artırılması ve yaşam boyu öğrenmeye erişimin kolaylaştırılması için mesleki eğitim ve öğretimde gönüllü işbirliğini artırmayı amaçlıyoruz.
Avrupa Boyutu
Hareketliliği artırmak, kurumlar arası işbirliğini geliştirmek, ortaklıklar ve uluslararası girişimleri kolaylaştırmak amacıyla daha sıkı işbirliği yapmak ve sonuçta Avrupa eğitim ve öğretim alanının uluslar arası bağlamda profilini yükselterek öğrenciler açısından dünya ölçeğinde bir referans olarak bilinmesi amacıyla mesleki eğitim ve öğretimi Avrupa boyutunda güçlendirmek.
Şeffaflık, bilgi ve rehberlik
Avrupa kimliği, sertifika ve diploma ekleri, diller için ortak Avrupa referans çerçevesi ve EUROPASS gibi mevcut araçların tek bir çerçevede toplanması da dahil olmak üzere bilgi araç ve ağlarının rasyonalleştirilmesi ve uygulanması yoluyla mesleki eğitim ve öğretimde şeffaflığın artırılması.
Avrupa'da vatandaşların mesleki ve coğrafi bakımdan hareketliliğini desteklemek amacıyla üye ülkelerde her düzeydeki eğitim, öğretim ve istihdam, özellikle de öğrenme imkanlarına ve mesleki eğitim ve öğretime erişim, yeterlik ve niteliklerin transfer edilebilirliği ve tanınması gibi konulardaki bilgi, rehberlik ve danışmanlık hizmetlerini destekleyen politika, sistem ve uygulamaların güçlendirilmesi.
Yeterlik ve Niteliklerin Tanınması
Ortak referans düzeyleri, sertifikasyon için ortak ilkeler ve ortak önlemler ile mesleki eğitim ve öğretim için bir kredi transfer sistemi geliştirilerek değişik ülkeler ve düzeyler arasında şeffaflık, kıyaslanabilirlik, transfer edilebilirlik, yeterlik ve niteliklerin tanınmasının nasıl geliştirileceğinin araştırılması.
Özellikle sosyal tarafları da içeren eşgüdüm ve işbirliğini güçlendirerek, sektörel düzeyde yeterlik ve niteliklerin geliştirilmesine verilen desteğin artırılması. Topluma ve iki taraflı ve çok taraflı esaslara dayalı girişimler ile bazı sektörlerde niteliklerin karşılıklı olarak tanınmasına yönelik mevcut girişimler, bu esaslara dayalı yaklaşımlara örnek teşkil etmektedir.*
Değişik ülkelerde ve değişik düzeylerdeki yaklaşımlar arasında daha fazla uyum sağlanabilmesi amacı ile yaygın ve informal öğrenmenin geçerliliği hususunda ortak ilkeler geliştirilmesi
Kalite Temini
Mesleki eğitim ve öğretimde kalite temini için özellikle ortak ilke ve kriterler ile model ve yöntem değişimine yoğunlaşarak kalite temini konusunda işbirliğinin artırılması.
Mesleki eğitim ve öğretimin her türü ile ilgili olarak eğiticilerin ve öğretmenlerin öğrenme ihtiyaçlarının dikkate alınması.
Mesleki Eğitim ve Öğretimde Geliştirilmiş İşbirliğini Destekleyecek İlkeler;
İşbirliği, Avrupa Birliği Konseyince belirlenmiş olan hedefler ile uyum sağlanabilmesi için, Amaçlar Raporu izleme çalışmaları ve ayrıntılı çalışma programı doğrultusunda Avrupa Konseyince belirlenen 2010 hedeflerine dayalı olmalı.
Alınacak önlemler, gönüllülük ve prensip olarak aşağıdan yukarıya (tabandan tavana) işbirliği ile geliştirilmiş olmalı.
Girişimler vatandaşların ve ilgili kuruluşların ihtiyaçlarına odaklanmalı.
Söz konusu işbirliği, Üye Ülkeleri, Komisyonu, aday ülkeleri, Avrupa Serbest Ticaret Alanı (EFTA) ve Avrupa Ekonomik Alanı (EEA) ülkelerini ve sosyal tarafları kapsamalı ve ayrıca anılan ülkelerin hepsinin katılımı ile gerçekleştirilmeli.
Mesleki eğitim ve öğretimde geliştirilmiş Avrupa işbirliğinin etkin ve başarılı bir şekilde uygulanmasını teminen bu deklarasyonun izleme çalışmaları aşağıda belirtildiği şekilde gerçekleştirilmelidir.
1. Mesleki eğitim ve öğretimde geliştirilmiş işbirliği uygulamasının zaman içinde Amaçlar Raporu izleme çalışmaları ile bütünleşmesi sağlanacaktır. Komisyon; Amaçlar Raporu çalışmaları için belirlenmiş zaman çizelgesine göre AB Konseyine (Eğitim, Gençlik, kültür) vereceği raporlarda bu bütünleşmiş yaklaşımı yansıtacaktır. Burada esas olarak arzu edilen husus Amaçlar Raporu izleme çalışmaları ile mesleki eğitim öğretimde geliştirilmiş işbirliği izleme çalışmalarının tamamen birleştirilmeleridir.
2. Amaçlar raporunun izlenmesi kapsamındaki çalışma gruplarına benzer statü üstlenecek olan Komisyonun mevcut çalışma grubu; gelecekte de Üye Ülkeler, EFTA ve EEA ülkeleri, aday ülkeler ve Avrupa sosyal tarafların katılımıyla mesleki eğitim ve öğretimde genişletilmiş işbirliği koordinasyonunun etkin uygulanmasını sağlamak için çalışmalarını sürdürecektir. 2001 yılında Bruges'teki toplantısıyla bu girişimin başlatılmasına katkıda bulunan Mesleki Eğitim Genel Müdürlerinin gayri resmi toplantıları, izleme çalışmalarına yoğunlaşması ve hayata geçirilmesi hususunda önemli rol oynayacaktır.
3. Bu çerçevede, bu günden itibaren 2004'e kadar; ortak bir şeffaflık anlayışının geliştirilmesi,mesleki eğitim öğretimde kredi transferi ve kalite araçlarının geliştirilmesi gibi çalışmaların halen devam ettiği somut alanlar üzerine yoğunlaşılacaktır. Sekiz çalışma ve bir de gösterge grubu olarak belirlenen Amaçlar Raporu izleme çalışmalarına süratle entegrasyonu sağlanacak diğer alanlar ise yaşam boyu rehberlik, yaygın öğrenme ve mesleki eğitim öğretim öğretmenlerinin eğitimi alanlarıdır. Komisyon, bu çalışmalarla ilgili olarak kaydedilen gelişmeleri 1. paragrafta bahsedilen raporuna yansıtmayı planlamaktadır.
Mesleki eğitim ve öğretimden sorumlu bakanlar ile Avrupa Komisyonu bu deklarasyonda ortaya konan eylem amaç ve önceliklerinin üstlenilmesinin ve sosyal taraflar dahil olmak üzere mesleki eğitim öğretimde geliştirilmiş işbirliğine katılınmasının gerekli olduğunu onaylamışlardır. Önümüzdeki iki yıl içinde kaydedilen gelişmeyi gözden geçirmek ve ayrıca öncelikler ve stratejiler konusunda tavsiyelerde bulunmak amacıyla bir toplantı gerçekleştirilecektir.
SORBON DEKLERASYONU
Ayrıca Bu Konuyu İnceleyenler Şunlara da Göz Attılar ;
Sırbistan'da eğitim , Sırbistan'da yaşam Sırbistan'da hayat , Sırbistan Belgrad Üniversitesi Sırbistan'da Belgrad Üniversitesi Fakülteleri , Sırbistan'da okumak , Sırbistan'da lisans tamamlama , Sırbistan'da hukuk , Sırbistan'da eğitim dili , Sırbistan'da hazırlık , Sırbistan belgrad şehri , Sırbistan'da harç miktarlar , Sırbistan üniversitesi ,Sırbistan'da ilk 500 üniversite , macaristanda eğitim, macaristan üniversiteleri , macaristan hayat , eötvös Lorand Üniversity , Eöstvös Üniversitesi nerede , macaristanda eğitim dili , macar okulları , yurtdışında üniversite , almanya'da eğitim , almanyadaeğitim,almanya üniversiteleri , köln üniversitesi , almanya köln , almanyada eğitim , almanya üniversitesi , köln üniversitesi bölüm , macaristan'da eğitim , szeged üniversitesi , szeged şehri , szeged erasmus , szeged master , szeged yüksek lisans , szeged university , szeged eğitim danışmanlık , szeged tıp fakültesi , szeged diş hekimliği , szeged kayıt şartları , humboldt üniversitesi , almanya humboldt üniversitesi , humboldt master , humboldt lisans , humboldt kayıt , sorbon anlaşması , bologna süreci , bologna anlaşması , lizbon süreci , lizbon antlaşması , bologna süreci , avrupa üniversiteler birliği , avrupa üniversiteler ittifakı , avrupa üniversite anlaşması , avrupada eğitim